Sayfalar

Bilinemeyen İnsan

5 Haziran 2012 Salı

    Suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiçbir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi hatta. Yapacak, duyacak, görecek hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli hiçlikle çevriliydi insan, boyuttan ve zamandan tümüyle yoksun boşlukla. Bir aşağı bir yukarı yürürdü insan, düşünceleri de onunla birlikte bir aşağı bir yukarı, bir aşağı bir yukarı yürüyüp dururdu...

2 yorum:

pelino dedi ki...

Düşünceler insanın somut dünyasından kaynaklanan imgelem,anı ya da problemlerdir. ilk ikisi olduğu sürece sorun yoktur;çünkü bunlar üzerinde uzun uzun durulması gereken kafamızı kurcalayan düşünceler değillerdir.Her şey olmuş bitmiştir.Elimizden bişey gelmez.Ama sonuçsuz ,dayanaksız, düşünceler bizi her gün biraz daha kemirir.Hergün onları çözümlemek için başka yollar buluruz,ama bu yollar da bizim için başka problemlerdir çünkü onlarında bir çıkışları yoktur.sorun çözülmediği taktirde bu düşünce hep aklımızda kalacaktır. ne içsek,ne izlesek,ne konuşsak o hep ordadır.Bir anlığına gider ama sonra daha büyük bir acıyla içimize çöker kalır.Bize çözüm dışında hiçbir şey yardım edemez,ve işte o yüzden de yalnız hissederiz.ama dostlarımızın da her zaman yanımızda olduklarını bilmemiz gerekir,tersi bir durum kendi soyut dünyamızda yaşamaya başlamamıza sebep olur, derim ben...

Önder UÇAR dedi ki...

Çok teşekkürler Pelin. Dostlarla olmak güzel. En değerli varlığımız akıl ve bu yüzden neyle ilgili olursa olsun düşünmek o kadar güzel bişey ki, ucu bucağı yok sınır yok engel yok...

Yorum Gönder