Sayfalar

Marka

30 Ağustos 2012 Perşembe

    Öyle bir dünya olmaya başladık ki insanlar giyimleriyle karşılanır, kuşamlarıyla uğurlanır olmaya başladı...

    Telefon markamız kişiliğimizi belirler oldu, değer görmek için belli markaları giymek zorundayız, belli arabaları kullanmalı belli mekanlara gitmeliyiz. Saatimizin bile belli bir markası olmalı ki adam olalım...

Lütfen hayatla aranıza firmalar sokmayın.

Saatiniz sadece saati göstersin...

Artık bayramlar pek de güzel değil

20 Ağustos 2012 Pazartesi

İnsanların gittikçe yalnızlaştığı günümüz dünyasında insanları birarada tutabilecek insanlara birbirini anlatabilecek nadir olaylardan biridir bayram...

Ama klişe bir laf vardır ya hani bayramlar artık eski bayramlar gibi değil diye hakkaten öyle...

Aileyle geçirebileceğin kaç bayramın kaldı ömrümde? Veya onların ömrüne sığdırabileceğin? Onlarla beraber olabilme imkanın varken, bu bayramların kaçını beraber geçireceksin...

Gerçi aile dediğin ne ki? Yenisi kuramıyor musun? Aile kavramı için, dil, din, kültür bile önemli değilken beraber geçirdiğin bayramların ne önemi var ki? Gereksiz anlam yüklemeleri.

Hadi diyelim bayram algısını böyle çökerttin, peki ya günler? Kaç günün kaldı ömründe? Veya onların ömrüne sığdırabileceğin. Onlarla beraber olabilme imkanın varken, bu günlerin kaçını beraber geçireceksin...

Hayat Keyfi

17 Ağustos 2012 Cuma

Dikkat ederseniz, satın aldığımız ürünlerin çoğu temel fizyolojik ihtiyaçlarımızın dışında yani "hayat keyfi" için alınan ürünler.

Elektronik eşyalar, ekstra kıyafetler, dekoretif ürünler, arabalar, ana besin maddeleri dışındaki yiyecek ve içecekler...

Ama ne büyük bir tezattır ki keyif ürünü diye aldığımız bu ürünler bize pek keyif getirmiyor.

Belki bu keyfi yaşayacak zamanımız olmadığından, belki daha fazla keyif ürünü elde etme hırsı, belki elimizdekileri kaybetme korkusundan, belki de sadece o ürün onda var o zaman ben de almalıyım, bende de olmalı gibi bi saçmalıktan.

Ne yazık ki bir ağustos böceğinin çaldığı araçtan çok daha fazla olanağımız, aracımız, gerecimiz olmasına rağmen onun tek bir çalgı ile aldığı hazzı alamıyoruz...

Still Alive

13 Ağustos 2012 Pazartesi





"There's no sense crying over every mis-take,"
"You just keep on trying 'till you run out of cake"

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Bilmiyorum bana mı öyle geliyor ama gittikçe insan olmaktan çıktığımızı, toplum olma bilincinden uzaklaştığımızı düşünüyorum.

Artık insanlar birbirlerine eğer ki çıkarı yoksa selam bile vermiyor , birbirlerinin umrunda bile değilller.

İnsan bir iyilik yaparken karşılık bekler mi, beklemeli mi? Sadece bu iyiliği yapmış olmak onu mutlu etmeye yetmez mi?

Çizgi filmlerdeki gibi iyilerin hep iyi, köyülerin hep kötü olduğu dönem geride kaldı, artık herkes işine gelirse, herkes rüzgarı bekliyor...

Daha meraba demenin bile değerini bilmeyen adama sorsan altındaki Levi's kotun değerini şak diye söyler ama

Herşeyin fiyatını bilen ama hiçbir şeyin değerini bilmeyen insanlar olmaya başladık.

Efendim lütfen siz de iyilik yaparken yaptığınız iyiliğin önünü arkasını düşünmeyin, sadece yapın...

Yani kısaca, rastgele iyilik yapın...