Sayfalar

Var "Olmak"

11 Nisan 2014 Cuma



İnsan zihni olarak bir şeyi anlamlandırırken çoğu bilimin de faydalanıp kullandığı gibi zıtlıklardan faydalanıyoruz. Sıcağı soğukla, iyiyi kötüyle, güzeli çirkinle...Tembelliğimizden mi ileri gelir bu durum bilmiyorum ama işimizi birçok konuda kolaylaştırdığı kesin.Günlük yaşamda da durum böyledir.Bir şeyin varlığı yokluğuyla anlaşılır.Örneğin koca ömürr sağlıklı şekilde geçerken aslında sağlığın çok da farkında değilizdir ta ki hastalanmaya görelim.Aaa deriz sağlık diye birşey vardı ne kadar da önemliymiş, sağlığın anlam ve önemi bir anda artar.İşte bu kadar da sığız.

Bu bağlamda bizler ölüme bakarak yaşamı yani fiziksel olarak var olmayı gayet güzel anlayabiliyoruz.Gelgelelim spiritüel anlamda kazın ayağı öyle değil.Bilincinizin olmadığını düşünsenize, tam bir yokluk hali, nasıl anlayabiliriz ki bunu, nasıl idrak edebiliriz, dikkat edin ne idiğü belirsiz bir boşlukta kapladığımız alandan bahsetmiyorum, içinde bulunduğumuz beden önemli değil, anlayamıyoruz çünkü zıttını bilmiyoruz çünkü bu anlamdaki yokluğu bilmiyoruz, yokluk kavramı içinde bu kurulan cümlelerin hiçbiri de yok, yokken ne düşünüyorsun ne farkına varıyorsun ne biliyorsun, yoksun işte.Bu anlayabileceğimiz bir şey değil.İşte bu anlamdaki yokluğu idrak edemediğimiz için varlığımızın değerini tam olarak anlayamıyoruz.Bu yüzden insanlar fiziksel anlamda ölmeyi her ne kadar kabullenemese de anlayabilirken, bilinç anlamında ölümü(buna ruh da diyebilirsiniz) ne anlayabilir ne de kabullenebilir.Neden bunu anlattım, bir şeyin farkında olalım diye...öyle yada böyle biz varız, öyle yada böyle bu büyük bir lütuf,neden varız sorusundan önce iyi ki varızın farkındalığı gelmeli, duyulması gereken şükranların ilki bunun için duyulmalı, çünkü şu evrene dair ne varsa öncelikle biz varız diye...ya olmasaydık?

Madem var olmaktan bahsediyorum bu söz öbeği ile ilgili teolojik olarak birşeyler söylemeden edemeyeceğim.Çünkü bu terminolojide iki farklı insandan bahsedilir.Biri biyolojinin bahsettiği insan ki buna "beşer" denilir.Diğeri ise hakkında şairin konuştuğu, filozofun söz söylediği, dinin ilgilendiği "insan"dır.Çok kaba bir tabirle insan beşerin gelişmiş halidir denilebilir.Ali Şeriati'nin ifadesiyle yeryüzünde var olan iki ayaklı, türüne has bir takım özellikleri olan canlıya beşer denir.Beşer bir imek/var bulunmaktır, insan ise beşerin, canlı cansız bütün varlıkların aksine bir "olmak"tır.Biz beşerlerin sürekli "olmak" gayreti içinde olmamız gereken yüce hakikat anlamında insan, ideal özellikler olarak elde etmemiz gereken üstün özelliklerden ibarettir,olmayan ama olması gereken özelliklerden ibarettir.Dolayısıyla beşerin hedefi, insan olmaktır.Yine insan olmak, erişildiğinde bir "imek"e (var bulunmak) ulaşılmış olacak sabit bir merhale değildir; hayır insan sürekli "olmak" (oluş, olma süreci) halindedir ve sonsuza doğru daimi ve ebedi bir gelişim süreci, tekamül süreci içindedir.Bu yolun sonu yoktur, bu yolda durma yoktur.Bu "olmak"ın ve insanın manasıdır.

0 yorum:

Yorum Gönder