Sayfalar

NÖROARABESK

21 Temmuz 2014 Pazartesi

     Nörolog Sinan Canan'ı dinledim Pelin Çift'in sunumunda.
     Şu tarz bir laf vardı: Beyin kapasitemizi artırmaya çalışmamalıyız.
     Hepimiz şartlandırılmış toplum normlarıyla inşa edilen bir eğitim fabrikasına, kurslara vs. gidiyoruz zaman zaman. İyi olmasa bile beğenilen bazı özellikler var ve kendimizde mevcut değilse hemen gidip bu yetiyi beynimize entegre ettirmeye çalışıyoruz. Ancak herkesin beyni benzersizdir ve bir taraf eksikse genellikle başka bir özelliğimizle bunu kapatırız. Yani hepimizin kapasitesinin yüksek olduğu belli alanlar var ve aslında bunların üzerine gitmeliyiz kim ne derse de. Beyin bizim için en uygun olabilecek şekilde ömrümüz boyunca kısmen köreldi kısmen gelişti. Ama bireyin kendisi için en uygun şekilde yoğruldu. En azından bireyin sürdüğü yaşantı şekline en uygun biçimde. Birey için uygun olan ile yaşam tarzı için uygun olan örtüştüğü anda iş bitmiş demektir, karşımızda harikulade bir kapasite vardır. Tutup başka insanlarda gördüğümüz özellikleri edinmeye çalışmak beynin özgün yapılanmasına ters düşer.
     Sonuçta şöyle bir yere varabilir bu iş; bir şeyi çok iyi bilmek, bir şeyde otoriteleşmek yerine, pek çok şeyi az az bilmek. Bir şey ortaya koymak istiyorsanız, o konuda en uca varmanız gerekir çünkü yeni üretim, keşif orada gerçekleşir. Ufku görebilmek için en yüksek yere çıkmak gerekir. Bilinen aşamalar çoktan geçilmiş ve onların üzetine yeni bilgiler konmuştur zaten. Matematikte türevi yeniden keşfetmenin bir manası yoktur. Pek çok şeye meraklıysanız bile önce bir ana konu seçmeniz şarttır bana kalırsa. Onda maksimuma yaklaştıktan sonra pek çok şeye dallanıp budaklanabilirsiniz.
     Bu ana branşı seçmek diye bir şey olamaz aslında. İnsan beyni duygusal bağ kuramadığı bilgiyi öğrenmeyen bir yapıdır. Dolayısıyla sevdiğiniz şeye yönelmeniz bu seçimin çoğunu halledecektir. Bir konuda uzman görünen, uçmuş dediğimiz kişilerin çoğu aslında yaptığı işi tutkuyla yapan kişilerdir, haliyle beyinleri bu konuda maksimum performansı sergilemiştir.
     Sonuçta şu noktayı vurgulamak bence çok önemli; kendinizi bazı beğenileri kazanmak uğruna şekillendirebilirsiniz ve bu beğenileri kazanabilirsiniz de. Fakat ne yazık ki sonuçta bu aldığınız şekil, bu içine girdiğiniz yaşam tarzı size sevdiklerinizi, sizin için doğru olanı sunamaz çünkü siz bu noktaya gelebilmek için pek çok şeye adapte olmuşsunuzdur. Bunun uğrunda özünüzü, sevdiğiniz şeyleri terk etmişsinizdir.
     Haydi popüler kültüre bir güzellik yapalım, belki de arabeske, bilemiyorum.
     Sevdiğine kendini sevdirmek için kendinden vazgeçersen, seni gerçekten sevecek olan kişi seni bulamaz. Başkasının hayatına yelken açarsın, sana yabancı olanlarla.
     Bu dediklerim kesinlikle doğru ana bir de şunları böyle biraz kırılgan, sitemkar, duygusal, belki de şiirsel bir dille yazabilseydim dillerde sakız olurdum ancak söylemek istediğim net anlaşılmaz, sakız gibi her yöne çekilir, her çeşit manşetin altına tweet olarak atılırdı.
     Kendimi beğenmenin binbir yolu var.

                                                                                            S.I.

0 yorum:

Yorum Gönder